27 Mart 2011 Pazar

Şehrimin Pınarları

Küçüklüğümde daha tatlıydı sular. Kana kana içerdik. Suların nereden geldiğini hep merak ederdim. Çocukluğumda ufak ufak dereleri takip ederdim. Çocukluğumun çoğu zamanı sokakta doğanın içinde geçerdi. Hava şartları ne olursa olsun hep sokaktaydık. Üstüm her gün kirlenirdi. Ağaçların tepelerinden, su kenarlarına maceradan maceraya koşardık.
Git gide doğadan uzaklaşıyor Dünyanın yeni çocukları.
Her evde bilgisayar, internet, televizyon. Bunlardan uzaklaşıp doğaya atmak istiyorum kendimi. Çocukluğumun hayallerinin meraklarımın peşinden gitmek istiyorum.
Google earht ü açıp bakıyorum Kırklareli suyunu nereden içiyor. Bir çok kaynak besliyor Kırklareli barajını. Su burada arıtılıp şehre veriliyor. Bu barajı besleyen iki kaynağın izinden gitmek istiyorum.
Bana Kırklareli Üniversitesi Doğa ve Çevre Kulübünden 3 arkadaşımda eşlik ediyor. Amcam ile Kapaklıya kadar gidiyoruz. Kapaklı köyünden yürüyüşümüze başlıyoruz.
Köyün altındaki dereyi geçip kısa bir süre orman yolunu izledik. Yolumuzu yine bir su yolu kesiyor. Buralarda her yerden su çıkıyor. Hava açtı. Üzerimizdeki fazlalıklarımızı çıkarıp ilk molamızı verdik. Molamızı kısa tutup eski yıllardan beri suyun kaynağına gitmek için kullanılan kayaların arasındaki daracık patikadan devam ettik. Patika zaman zaman su ile bölünmesine rağmen geçişler çok zorlu değildi. Yürüyüşümüze başlayalı 5 km olmuştuki bir çeşmeye rastladık. Tempomuz iyiydi 1.30 saatte vardık buraya. Buradan sonra biraz açıklık. Etrafta yine ordan burdan kaynak suları akıyor. 20 dakika sonra Kiraz Pınarına vardık. Başlangıç noktamıza göre 5.71 km olmuştu. Bu pınardan da suyumuzu içip tepeye doğru tırmanışa geçtik. Meşelikler geçit vermedi. Bizde bozulmuş bir orman yolunu izleyerek Tilki Pususu tepesine vardık. Zirveden pek çok yeri görebiliyorduk. Etrafta keşif amacıyla dolanırken iki tane tahrip edilmiş kayalıklarla örülü mezarlığa rastladık. Orasıydı burasıydı diye dolanırken atmaca bulunduğumuz tepeden Atmaca Pınarını görüyoruz. Güzel bir düzlük kaynaktan gelen sular ve büyük yalaklı bir şeyme yapılmış. Gürül gürül buz gibi su akıyor. Doğa yeşillenmiş. Yakınlarda koyunların çan seslerini duyuyoruz. Burası başlangıcımızdan 8.62 km 2.48 saatte varmışız. Buradan 2km daha suyu takip ederek Kuzulu köyündeki Manastır Mağralarına vardık. Orasına burasına bakıp fotoğraf çekildik. Defineciler yine tahrip etmişler. Girişinden kocaman kaya parçaları koparmışlar. Doğallığı bozulmuş. Şelalelerde ufak fotoğraf molaları verip Kuzulu köyüne ulaşıyoruz. Buraya kadarki yürüyüşümüz 15 km ye yakın bir yürüyüş oluyor 5 saatte tamamladık. Kuzuluda mola vermeden devam ettik. 1.5 km daha yürüyüp önceden geldiğim şelale ve kaynağın yanında ufak bir mola verdik. 16.61 km 5.36 saat. Buradan doğu yönünde ilerleyip Koruköy girişindeki anayola vardık. Faaliyetimiz 20 km 6.40 saat sürdü. Otostopta araç gelmesini beklerken biraz soğuma esneme hareketleri yaptık. Kısa sürede bizi asfalt yolu yapan şirketin bir kamyoneti aldı. Saat 8 de Dingiloğlu parkında başlayan faaliyetimiz 16 gibi aynı yerde son buldu.
Küçüklüğümün hayallerine ulaşmak bu kadar kolayken bizi engelleyen doğaya gitme orda adam yiyen köpekler var söylemlerine artık gülüyorum.
Çevrenizi doğaya gitmeleri için teşvik edin cesaretlendirin.
Doğa en erdemli öğretmendir.
Sevgiler Saygılar
Selçuk ASLAN
Gençlik ve Doğa Gönüllüsü



Yürüyüşümün başlangıcı patikadan tek sıra ilerliyoruz.



Ağaçların yanından su kaynıyor.



Karşımıza ilk çıkan çeşme. Tatlı suyundan içiyoruz.



Bu senenin modası sarı çiğdemler.



Annemin yaptığı susamlı kuru pastalar fındık ezmesi kısa bir atıştırma molası.



Tepeden atmaca pınarını görünce koşarak yanına varıyoruz.




Kocaman bir kelebek uçmak için kanatlarını ısıtıyor.




Mağranın yakınındaki koyun ahılları.



Etraftaki şelalelerden bir tanesi hatıra fotoğrafı çektik.



Yemek molamız güzelce karnımızı doyuruyoruz. Haşlanmış patetes peynir domates.



Kuzulunun eşekleri. En çok eşek ve katırın olduğu köy diye düşünüyorum. Bende bir tane istiyorum.



Amcam atları bağlamış tarlasına gidiyor.



Yürüyüşümüzü asfaltta sonlandırıyoruz. Soğuma hareketleri yapıyoruz araç geçmesini beklerken.



Celil e rağmen biri durup bizi alıyor. Daha önce bu yolda bir kere Celil ile otostop çekerken hayatımın en çok beklediğim otostop macerası oluyor.